İslamda Tevessül Allah'ın hayatta olmayan diğer kulları için de geçerli midir?


Kendimiz Önce şunu hiç düşünmüyor muyuz..... Hayatta olanlarla tevessül etmek neden şirk olmuyor da ölülerle tevessül etmek şirk oluyor? Şirkin ölüsü dirisi mi olur?

Ölülerle tevessül etmenin şirk olduğuna dair arkadaşınızın ortaya koyduğu sahih bir hadis var mı?  


Arkadaşınızın savunduğu görüş bazı Vehhabilerin düşüncesidir. Ehl-i sünnet alimleri mi daha iyi bilir, yoksa bu düşünce de olanlar mı?

Vehhabilerin bir kısmı ne sağ ne de ölülerle tevessül edilmez derken, bir kısmı da Hz. Ömer’in Hz. Abbas’la tevessül etmesini inkâr edemedikleri için “Tevessül sağ olanlarla olur, ölü olanlarla olmaz” diyorlar....

Vefat edenler de hayattadırlar. Vefat etmek yok olmak değildir. Berzah hayatına geçmektir. Anne rahminden dünya hayatına geçenler gibi, dünya rahminden de kabir hayatına geçilmektedir.... Buna göre onlar da hayattadırlar. Buna göre dünya hayatından berzah hayatına geçenlerle de tevessül edilebilir....

Sorunuzda geçen rivayet şöyledir: Enes b. Malik’ten rivayet edildiğine göre ikinci halife döneminde Müslümanlar kuraklık yüzünden kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya geldikleri zaman halife Ömer, Abbas b. Abdulmuttalib’i vesile kılarak Allah’tan yağmur talebinde bulunur ve şöyle derdi: “Allah’ım! Bizler daha önce Peygamber’ini vesile edinerek sana niyazda bulunurduk, sen de bize yağmur verirdin. Şimdi ise Peygamberimizin amcasını vesile kılıyor ve senden talep ediyoruz. Bize yağmur ihsan et!” Enes b. Malik, Hz. Ömer’in bu dualarından sonra kendilerine yağmur ihsan edildiğini bildirir....

Aynı konunun işlendiği İstiska hadisiyle ilgili bazı rivayetlerde kaydedildiğine göre; Hz. Ömer, dua etmesi için Hz. Abbas’a ricada bulunmadan önce “Resulüllah’ın, bir evladın babasına verdiği önem kadar Hz. Abbas’a değer verdiğini” belirtmiş ve  bundan dolayı Müslümanların Abbas’a tabi olmalarını ve başlarına gelecek musibetlerin def’i karşısında onu vesile kılmalarını tavsiye ettikten sonra Hz Abbas’tan dua etmesini talep edermiş....  Hz. Abbas  da “Allah’ım! Muhakkak ki her bela işlenen günahların bir sonucudur. Ve bunların  defedilmesi de ancak tövbe ile olur.  Şimdi ise, Hz. Peygamber’e olan yakınlığım sebebiyle insanlar beni vesile kılarak sana teveccüh ediyorlar. İşte günahkâr ellerimiz ve tövbekâr nasiyemiz/anlımızla sana yalvarıyoruz. Ne olur bize yağmur ver!” diyerek dua etmiş ve hemen yağmur yağmaya başlamıştır. (bk. İbn Hacer, Ahmed b. Ali b.Muhhammed b. Ali b. Hacer el Askalani, İbn Hacer, Fethul Bari bi Şerhi’l Buhari, Kahire, 1378/1909, 3/150–151)

Vahhabi alimlerinden Elbanî,  bu hadise dayanarak, ölülerle tevessül edilmeyeceğini söyler. Ona göre, Hz. Peygamber ölü olduğu için Hz. Ömer onunla değil de amcası Abbas’la tevessül etmiştir. (Elbani, Muhammed Nasiruddin, et-Tevessül, trc. M. Emin Akın, İstanbul, Guraba Yayınları,  1995, s55-59)..

Ehl-i Sünnet alimlerinden Zahid el-Kevseri ise, bu hadisi ölülerle tevessül edilebileceğine delil olduğunu belirtmiştir...

Hz. Abbas’ın yukarıda yer alan “Hz. Peygamber’e olan yakınlığım sebebiyle insanlar beni vesile kılarak sana teveccüh ediyorlar” manasındaki sözleri bu görüşü desteklemektedir....

İbn Hacer gibi ehl-i sünnet alimlerine göre,  “Hz. Ömer’in Hz. Abbas’ı vesile kılması, salih kimselerle tevessül etmenin, onları şefaatçi kılmanın müstehap" olduğunu göstermektedir....

İslam Ulemasının Cumhurunun Görüşü Şöyledir:..

Allah’tan istenecek/yani Allah’tan başka kimsenin yapamayacağı bir şeyin ölü veya diri bir kuldan istenmesi caiz değildir. Fakat hakkında hüsnü zan beslenen, Salih bilinen diri veya ölü bir kimseyi vesile/şefaatçi/aracı kılarak Allah Teala’ya yalvarmak; Ondan dileklerin ihsanını istemek, bunun için Peygamberlerinin ve Salih kullarının kabirlerini ziyaret etmek caizdir. Ayrıca bu ziyaretten manevi feyiz ve bereketler de hâsıl olur.” (bk.Hayrettin Karaman, İslam’ın ışığında günün meseleleri, ..
Adamın biri bir gün Hz. Osman b. Hanif’e “Halife Osman’a bir ihtiyacı için kaç defa gittiğini, fakat kendisine kulak verilmediğini” söyleyerek şikayette bulunur. Hz. Osman b. Hanif, ona şu tavsiyede bulunur: “Git abdest al, Mescid-i nebevide iki rekat namaz kıl, sonra da şöyle dua et: “Allah’ım!  Rahmet peygamberi olan Sen’in elçin Muhammed’i vesile kılarak sana yalvarıyorum. Ya Muhammed! Ben seni vesile kılarak -ihtiyacımı gidermesi için- Rabbime yalvarıyorum” de ve sonra istediğin ne ise onu dillendir...

Adam gidip aynısını yaptı ve sonra Hz. Osman’ın yanına gitti, Halife Osman; derhal isteklerini yerine getirdi ve “bu arzusunu daha önce unuttuğunu” belirtti ve bundan sonran her ihtiyacını kendisine arz etmesini tembihledi...

Sonra adam Osman b. Hanif’le karşılaştı ve Halife ile kendisiyle ilgili konuştuğu için teşekkür etti. Osman b. Hanif, Halifeyle bu konuda konuşmadığını, ancak daha önce, gözü görmeyen bir âmaya Hz. Peygamberin bu şekilde  dua etmesini tavsiye ettiğini ve onun da bu duayı yaptıktan sonra hemen iyileştiğini belirtti ve buna şahit olduğunu söyledi.” (bk. Taberanî/es-Sağir, 1/306; Beyhakî, Delail, 6/167-168; Münziri, et-Terğıb,1/273; Heysemi, Mecmau’z-Zevaid,2/379;..

Tabreni bu rivayetin sahih olduğunu belirtmiştir. (bk. Taberanî, a.g.y; Heysemi, a.y)

Bu rivayetten de anlaşılıyor ki, Hz. Peygamberi hayatında olduğu gibi, vefatından sonra da vesile kılmak, onunla tevessül etmek caizidir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder