replika telefonlar ve insan ile mahşerim29

 replika telefon


replika telefonlar ve insan ile mahşerim29 bugün sizlere replika telefonlar yazdı ve replika telefonlar diyorki cak bir zenci pisliğe ihtiyaç duyulması olduğunu söylemişti. John Fr mantle bütün bunları duymazdan gelmiş ve evine gittiğinde İncii’d alıntılar yapmıştı... “Sakin bir cevap gazabı uzaklaştırır”, “Kardeşler, bö le hasat ederseniz tohum da atarsınız” ve en sevdiği, tevazu ile değil, bg|^ lentiyle dile getirdiği: “Dünya alçakgönüllülerin olacak.”Komşuları zamanla daha anlayışlı davranmaya başlamıştı. Hepsi dg ğil... Ben Conveigh ve üvey kardeşi George, Arnold’lar ve Deacon’largjbj kudurmuşlar değil... ama diğerleri zamanla değişmişti. 1903’te Gary Sitej ve ailesiyle salonda beyazlar gibi akşam yemeği yemişlerdi.
Ve Abagail, 1902’de Grange Salonu’nda gitar çalmıştı. Beyazlann yüzlerini boyayarak zenci taklidi yaptığı bir gösteride de değil, yıl sonu yapılan ve beyazların katıldığı yetenek yarışmasında çalmıştı. Annesi bu fikre şiddetle karşı çıkmıştı; kocasının fikirlerine katılmadığını çocukları önünde dile getirdiği nadir anlardan biriydi (gerçi o sırada oğlanlar neredeyse orta yaşa varmıştı ve John’un saçları da iyiden iyiye kırlaşmıştı), “Nasıl olduğunu biliyorum,” demişti ağlayarak. “Bu iş sen, Sitesveo Frank Fenner denen adamın başının altından çıktı. Onlar için hava hoş John Freemantle, ama sana ne demeli? Onlar beyaz! Gidip arka bahçede onlarla saban sürmek hakkında konuşabilirsin! Nate Jackson seni barına sokarsa kasabaya inip birlikte birer bira da içebilirsin. Lafım olmaz! Son yıllarda neler çektiğini en iyi ben biliyorum. İçin yanarken yüzünde sahte bir gülümsemeyle kimseye bir şey replika telefonlar belli etmediğini biliyorum. Ama bu farklı! Söz konusu olan kızın! Güzel beyaz elbisesini giyip oraya çıktığında ona gülerlerse ne diyeceksin? Beyazların zenci gösterisinde şarkı söylemeye kalkan Brick Sullivan’a yaptıkları gibi çürük domates atarlarsa? Ve güzel elbisesi domates lekeleriyle kaplı bir halde gelip sana, “Neden baba? Neden böyle yaptılar? Onlara neden izin verdin?” diye sorarsa ne diyeceksin?
“Rebecca,” demişti John. “Bence karan ona ve David’e bırakalım.” pavid ilk kocasıydı. Abagail Freemantle, I902’de Abagail Trotts ol-,u. David Trotts, Valparaiso Yolu’ndan bir çiftçi yamağıydı ve ona kur içir* neredeyse elli kilometrelik yoldan gelmişti. İlk kocasına ba-' ‘0 ailede kimin pantolon giydiği malum,” gibi şeyler söyleyerek gülen kişi vardı.
/Vma David sümsük değil, sessiz ve düşünceli bir adamdı. John ve gjbecca Freemantle’a, “Abagail ne düşünüyorsa doğrudur, bence yapıla-jjkolan odur,” dediğinde onunla evlenmeyi kabul etmiş ve annesiyle ba-kararını söylemişti.
Böylece 27 Aralık 1902’de, üç aylık evliyken tören başkanmm ismi-ıjjjnons etmesinin ardından çöken mutlak sessizlikte Grange Salonu’nun ^nesine çıkmıştı. Ondan hemen önce sahnede Gretchen Tilyons vardı ve jjleyiciler arasındaki erkeklerin ayaklarıyla tempo tutması, alkışlar ve ıslıklar eşliğinde hareketli bir Fransız dansı yapmıştı.
Yepyeni beyaz elbisesi üstündeyken yüzünün ve boynunun ne kadar jiyah göründüğünü tahmin ederek ve kalbi göğsünde çılgınca çarparak, hrkelimeyi, her bir kelimeyi unuttum, babama ağlamayacağıma söz ver-ğnıyıe olursa olsun ağlamayacağım ama Ben Conveigh de burada ve o 0CİKÖPEK diye bağırdığında galiba ağlayacağım, of, neden bu işe kal-Ijjtıınsanki? Annem haklıydı, yerimi bilmeliydim, şimdi bedelim ödeyece-(iffi, diye düşünerek sahnede duruyordu.
Salonda bütün beyaz yüzler ona bakıyordu. Her yer doluydu ve salonun arkasında ayakta izleyen iki sıra konuk vardı. Gaz lambaları içeriyi aydınlatıyordu. Kırmızı kadife perdeler çekilmiş ve altın rengi kordonlarla tajlanmıştı.
Ben Abagail Freemantle Trotts’um, iyi çalar ve söylerim; bunları ba-msöylenmese de biliyorum, diye düşünmüştü.
Ve böylece mutlak sessizlikte “The Old Rugged Cross”u çalmaya ve söylemeye başlamıştı. Ardından daha güçlü bir melodiye, “How 1 Love My feus”a geçmiş, sonra daha da kuvvetli bir parça olan “Camp Meeting İn Georgia’’yı söylemişti. Artık izleyiciler neredeyse gönülsüzce oldukları Ne sallanmaya başlamıştı. Bazıları sırıtarak ellerini dizlerine vuruyor, Npo tutuyordu.
Stephen King
Sonra içsavaş şarkılarından bir potpuri yapmıştı: “When Jo^ mes Marching Home”, “Marching Through Georgia” ve “Goober''^^''' (bunun üzerine gülümsemeler artmıştı; bu adamların çoğu savaş ve askerdeyken hepsi bol bol yerfıstığı yemişti). “Tenting Tonight Old Campground” ile bitirmiş ve son nota artık düşünceli ve
sessizlikte kaybolurken, istiyorsanız şimdi domateslerinizi fuiatahiH).^ı. bundan iyi çalıp söyleyemezdim, çok iyiydim, diye düşünmüştü.
Son ota eriyip gittikten sonra salonda, bütün seyirciler
bir yere götürülmüş ve nasıl geri döneceklerini bilemiyorlarmışgjbj deyse büyülü, uzun bir sessizlik olmuştu. Ardından alkışlar patlamış hiç kesilmeksizin uzun süre devam ederek yüzünün kızarmasına, aklım^ karışmasına, hararet basıp titremesine yol açmıştı. Annesinin gizleyemç diği gözyaşlarını ve babasıyla David’in ona ışıldayan gözlerle gülümsedi, ğini görmüştü.
Sahneden inmeye kalkınca, “Bir daha! Bir daha!” sesleri ona engel olmuş, bunun üzerine gülümseyerek “Digging My Potatoes”u söylemişti. Bu şarkı bir nebze olsun riskliydi ama Abby, Gretchen Tilyons ayak bilek lerini uluorta gösterebildiğine göre birazcık müstehcen bir şarkı söylemesinde bir sakınca olmayacağını düşünmüştü. Ne de olsa o evli bir kadındı.
“Birileri patateslerimi toplamış.
Ve onları kovamda bırakmış.
Ama şimdi o biri gitmiş.
Ve benim başım belaya girmiş.”
Bunun gibi altı kıta daha vardı (bazıları daha beterdi) ve hepsini söylemişti. Her birinin son dizesinde alkışlar ve tezahüratlar artıyordu. Daha sonra o gece bir hata yaptıysa onun da bu şarkıyı söylemek olduğunu düşünmüştü, çünkü tam bir zenciden duymayı bekleyecekleri türden bir şarkıydı.
Yeni bir alkış tufanı ve, “Bir daha!” sesleri replika telefonlar arasında şarkıyı bitirip inmiş, ardından sahneye tekrar çıkmıştı. Kalabalık sessizleştiğinde,“Herkese çok teşekkür ederim,” demişti. “Umarım özel olarak öğrendiğim, ama burada söylemeyi aklımdan bile geçirmediğim tek bir şarkı daha söyleyip sahneden ineceğimi söylersem haddimi aştığımı düşünmezsiniz.
,bu, duyduğum en iyi şarkı. Başkan Lincoln ve bu ülkenin ben daha 'iıfli'dan önce benim ve benim gibiler için yaptıklarına dair bir şarkı.” İzleyicilerden arlık çıt çıkmıyor, tüm dikkatleriyle dinliyorlardı. Ai-
beiTibeyaz bir mendil üstündeki böğürtlen reçeli lekesi gibi soldaki
jjorun kenarında oturuyordu.
•‘İçsavaş sırasında yaşananlara dair,” diye devam etmişti kararlı bir fjJd'lS' sayesinde ailemle buraya gelip iyi komşular arasında ya-
'^^3 fırsatı bulduk.”
Ardından ulusal marşı söylemiş ve herkes ayağa kalkarak dinlemişti, jjjıları duygulanıp mendilini çıkarmış, bitirdiğindeyse gök gürültüsü gi-j^jll;ışlar salonu inletmişti.
Hayatındaki en gururlu gündü.
Yüz sekiz yaşındaki kadın öğle vaktini biraz geçerken uyandı ve gü-görünce gözlerini kırpıştırdı. Kötü bir pozisyonda uyuyakaldığı için |gli agrımıştı ve tecrübelerine göre saatlerce geçmeyip, gününü berbat t^cekti.
"Güzel bir gün,” dedi ve dikkatle ayağa kalktı. Güven vermeyen tı-[jbzana tutunarak verandanın basamaklarından yavaşça indi. Bacakların-jjki uyuşma ve belindeki ağrı yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Kan jolaşımı eskisi gibi değildi... neden olacaktı zaten? Ara sıra kendine salla-,1111 sandalyede uyuyakalmanın sonuçlarım hatırlatırdı. Dalıp gider ve esti günler aklına gelirdi, bu gerçekten de muhteşemdi, televizyonda izle-iBckten bile daha iyiydi ama uyandığında çok ağır bir bedel ödemek zo-raııda kalıyordu. Kendi kendine istediği kadar vaaz verebilirdi, ama so-jııçta, şöminenin önünde uyuyan yaşlı bir köpek gibiydi. Güneşin altında irursauyuyakalıyordu, bu kadar basitti. Bir kere güneş altma geçtikten .mrabaşka seçeneği kalmıyordu.
Basamakları indi, “bacaklarının ona yetişmesi” için duraksadı, arttan boğazını temizleyip hatırı sayılır bir miktar balgamı toprağa tüttü. Kendini her zamanki gibi hissetmeye başlayınca (belindeki ağrı briç) torunu Victor’un 1931’de evin arkasına inşa ettiği helaya doğru yü-®ü. İçeri girdi, kapıyı örttü ve dışarıda birkaç kuş değil kalabalık bir in-»u varmışçasına kilidinin kancasını dikkatle geçirip oturdu.replika telefonlar yarın kaldıgımız yerden devam edecegiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder